9 Temmuz 2015 Perşembe

..zamanda yolculuk

Hiçbir mantıklı tarafı olmamakla birlikte, muzurluğa dayanan hipotezim; zamanda yolculuk yapabilmiş olmak :)

Herşey bikaç ay önce serhoşkomun benelux turu almasıyla başladı. Ben kontrol edemediğim bilinçaltımda 'kesin bi aksilik çıkıp gidemiceğimiz' sesini bastırıp duymazdan gelmeye çalışırken zaman geçiverdi ve resmen bir gün istanbulda Düsseldorf uçağımızın kalkış saatini beklerken buldum kendimizi.



Sabah 11:40 da kalkan uçağımızla 3 saat 10 dakika dünya kendi bıdık hızıyla dönerken gökyüzünden  gittik ve yeryüzüne indiğimizde 14:50 olması gereken saat orda yerel saatiyle 13:50ydiiiii :) Huhhuuuu işte zaman yolculuğu başarıyla tamamlanmıştııı :) O gün her türlü bi saat daha fazla yaşadık yerel zamanla :)

Bence burda çok eğlenceli bi sihirlilik durumu var, böyle düşünmeyince sıradan ama böyle düşününce de 'yaşasııın'ı hakeden bişiy :P

Zamanda yolculuktan karlı çıktık, belki bir saat sonrasına gitseydik çok şirin gelmezdi bu hipotezim; o zaman boşverebilirdim :)

Düsseldorf'tan Lüxemburg'a, ordan Paris'e, ordan Brüksel'e, ordan Brugge'a, ordan Amsterdam'a, ordan Volendam'a gittik.. 7 gün boyunca sabah 8 buçukta otelden çıkıp gece 12 de odamıza döndük; sadece gezdik gezdik gezdik.. Nerdeysek orda yaşayanların yaptıklarını yaptık, bazen saatlerce bi kafede oturduk, bazen kilometrelerce yürüdük, bazen Louvre Müzesinin koridorlarında zamanı unuttuk, bazen Notre Dame kilisesini aşırı gotik bulduk, çok bilmiştik :)



Ben Paris boyunca günlük tuttum, minik kağıtları, biletleri, etiketleri yapıştırarak; her anı, her kafeyi her girdiğimiz yeri yazdım... Senelerce birikmiş bir Paris hayali neleri hakediyosa hepsini yaptım.. Serhoşkom da bana sabretti :) Çünkü ben azcık kafayı yemiş olabilirim Pariste :) Yine iyi; müzikal bi filmde oynuyomuş gibi sokaklarda şarkı söyleyerek ve dans ederek de gezebilirdim ama tuttum kendimi :) 3 gün Paris bi peri masalı gibi geçti..

Luxemburg ve Brüksel 1'er gece konaklayıp şehir turu yaptığımız geçiş noktalarıydı sadece.. Luxemburg'a geldiğimizde pazar günüydü ve hayat durmuştu, sadece herkes inanılmaz şık ve herşey inanılmaz pahalıydı.. İnanılmaz düzenli ve muntazam.. Brüksel merkez çok sıradan geldi, etkilendiğim ne oldu orda bilmiyorum resimlere dönüp bakmam lazım, aklımda kalan sihirli gelen bi tarafı olmadı.. Ama Brugge çok farklıydı.. At arabaları, tarihi evler.. Masal kasabası gibiydi.. 



Paris'ten sonra ikinci inanılmaz yer Hollandaydı; Amsterdam ve o minnak köy Volendam.. Amsterdamda dolu dolu 2 gün gezdik ve kesinlikle yetmedi.. Halbuki haritada bakınca dolaşması kolay gibi görünen bi şehir ama sokaklarıııııı, köprüleriiii, tasarım mağazalar, insanların evleri, akşam sokaklarda kurulan şampanyalı şık sofraları, rahatlıkları, tatlı tatlı elbiseleri ve topuklu ayakkabılarıyla bisiklete binen bayanların güzelliği, erkeklerin hepsinin ünlü film yıldızı gibi oluşu, ama herkesin de o sadeliği.. Yasaklar olmayınca neyin huzur verdiğini keşfetmiş gibiydi herkes.. Dingin yüzler, sade tarzlar, gösterişten uzak hayat tarzları.. Bizim alışık olduğumuzun çok dışında bir dünya.. Hiç doyamadık..




Şimdi anlıyorum 'dünyayı gezmek'teki büyülü şeyi, heyecanlanıyorum.. Daha çok yer görmek istiyorum, daha çok insan tanımak istiyorum, izlemek istiyorum hayat tarzlarını, neler olduğunu görmek istiyorum DÜNYA'da..

Türkiye'yi de daha çok tanımak istiyorum..

Alışmak çok sıradan, alışıp sıradanlaşıyosun, hep öyleydi ve öyle olacak sanıyosun.. Burda bize olan bu, televizyonda olan bu, haberlerde olan, sokakta olan bu.. Çünkü konular benzer, korkular benzer, endişeler aynı..

Bu yüzden bizim yüreklerimizi hep dinç tutmamız, hayal kuramız, gökyüzüne daha çok bakmamız lazım.. O kadar mutluyum ki.. İlk içimden geçen herkesin bu duyguları tatması, yayması, paylaşması.. İkinci içimden geçen de tüm dünyayı gezebilmek.. Her fırsatta, minicik minicik bile olsa keşifler yapmak..

Hayaller biriktirip bütün dünyada dilediğimiz gibi harcayalım :) Biriktirdiğimiz hayallerle beğendiğimiz bütün anıları alalım kendimize..


3 yorum:

  1. harika fotoğraflar, harika anılar!!! Nihancım bayıldım yazına. ve kesinlikle haklısın, aynı yerde kaldıkça sıradanlaşıyorsun:) öperim çok...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aa aa neden hiç görmemişi yorumunu, yeni görüyorum Yeliz Ablacım, hiç alışık olmadığım için blogumda yorum olmasına şaşkalozluğuma ver :) Çok teşekkür ederim, öpüyorum bende kocamaan :))

      Sil
  2. Dun ''Ayni Yildizin Altinda ''(The Fault in Our Stars kitabindan uyarlanan) filmi izledik,Amsterdam bizi cagirdi :) Hersey gonlunuzce olsun tekrar ve tekrar <3

    Melek

    YanıtlaSil